29 Ekim 2010 Cuma

29 Ekim.Bayramın sesi..



Bu gün 29 Ekim.Cumhuriyet Bayramı..Tören yerine geliyorduk.Davul,trompet,borazan sesleri duyuluyordu....
Gökçe -Anne bayram sesi.
Anne-!!!!!
Gülümsedim.İçimi sevinç kapladı.
Kızımın çocukça bayram çoşkusuna tanık olmanın verdiği neşe ile tören alanına geldik.
Hava biraz soğuk..
Ama içimizdeki bayram sevinci bize yeter ..
Gökçe ,elindeki Türk bayrağını sallayarak bayrama eşlik etti.Yeri geldi alkışladı.
Asker abilerini merakla,ilgi ile seyretti...
Gökçekız ile bir bayramı daha geride bıraktık.
Ama daha önümüzde yapmamız gereken pekçok şey var...

Gökçe, 18 Ağustosta kreşe başladı.Bu şiiri de orada ezberlemiş.


Atatürk yoktu.
Düşman çoktu.
Atatürk geldi.
Düşmanı yendi.
Bu yurdu bizlere verdi.

Bu yurdu bizlere emanet eden Yüce Atam.
Vatanı için canını feda eden binlerce şehidimiz....
Ruhunuz şadolsun...
Emanetini korumak ve bu vatanın geleceği için, ışığında ilerleyen Türk gençleri olarak daha nice 87. yıllara....

17 Ağustos 2010 Salı

Taşınıyoruz.17 Ağustos...



Bizim ki zorunlu olduğu kadar gerekli olan bir ayrılıktı...Zamanı gelmişti...
İlk günleri hatırlıyorum...Yeni taşınmıştık. 07.11.2005 buradaki ilk iş günüm. Evliliğimizin de ilk aylarıydı.İş yeri değişikliği ve hayatımızdaki yenilikler,ilkler.....
Doğa ile iç içe olmayı seviyorum....Böyle yerlerde yaşamak ve aynı zamanda çalışmak gerçekten çok güzel...İnsanın hayatına zenginlik katıyor....Öyle de oldu.
Dinginlik,huzur ve mutluluk..
Ama akan hayat bunların yanında başka şeyleri de getiriyor,sürüklüyor.....
Acı ve kabullenmesi zor şeyler...Her ne kadar kabul etmesi zor olsada zaman herşeyin ilacı diye boşuna dememişler, yaralar kabuk bağlıyor..
22.08.2007.Ağustosun 22sinde mecburi sezeryan oldum. Gökçe doğdu...Güzel olduğu kadar rahat bir hamilelik döneminden sonra;
4.aylardaki kokulara karşı hassasiyeti saymaz isek ve aynı zamanda dışarıda yenilen yemekler yinede fazla dikkate alınacak noktalar yoktu....
Kısa süreli küçük şeyler...Bu kadarı da tuzu biberi :))))
2008 Ocak. Yeni yılın da ilk mesai gününde işe döndüm.İş ve ev aynı binada olunca 4.5 ay sonra çalışmak daha uygun geldi...Süt izinlerimi de istediğim zaman kullanıyordum.Öğlen arası da var.Gökçeyi de istediğim zaman görebiliyordum.Bu kadarını da düşünmedim..
Hayat beni gerçekten şaşırtıyor..!!!
Karamsar değilim ama bazı şeyleri anında yada daha sonra hayretle karşılakmaktan kendimi alamıyorum...
Gökçe ile 3 yaşına 2 ay kalana kadar,(iş yeri değişikliği 14 haziran ) hangi isimle ,standartla nitelendireceğimi bilemediğim güzel bir anne çocuk birlikteliğimiz oldu burada.İsmede gerek yok .
Türkiyem şartlarına göre...?

Acaba alışabilir miyim?
Yapabilir miyim?
Merkeze de yakın derken daha sonradan isabetli bir seçim yapmanın farkındalığının yarattığı huzur ile bu satırları yazarak noktayı koymanın mutluluğu ve biraz da burukluğu içerisindeyim......

Dolu dolu..

Şans..?

Kuzu ile bende yaşadım,büyüdüm..

Yeniliklere kucak açarak ;yaşamak ,varolmak ve öğrenmek....

5 Haziran 2010 Cumartesi

İtfaiyeci ?

Gökçekız itfaiyeci olacakmış.......
Bizde onları ziyarete gittik................
İlgi ve alakalarından çok memnun olduk.

Gökçe;
Biraz korktu...
Heyecanlandı....
Mutlu oldu....
Bir tek şey hariç...
İtfaiyeci kaskı niye kırmızı değilmiş?
Gökçe kırmızı kask istiyor....
Tekrar bir itfaiye ziyareti daha yapmak şart......
Varsa,
Kırmızı kask bulmak için :))








20 Mayıs 2010 Perşembe

Büyük Dede.

Bu gün, büyük dedemizi,Taner'in dedesini kaybettik.......

Allah rahmet eylesin.

Nur içinde yatsın......

Gökçekız ucundan yakaladı...

Bende 2005 Temmuzundan , bu güne dek....

Torununun çocuğunu görmek....



Kısacık ;birlikte geçirilen hayat dilimleri.......

Gökçe de Mehmet dedesini görebildi....

Gökçekızım bu fotoğraflardan hatırlayacak dedesini.................






















































22 Mart 2010 Pazartesi

31 Aylık Gökçekıza armağan.......

Bu gün orta okuldaki resim öğretmenim İsmail Hakkı Ateş bana bir süpriz yaptı.Benim ilkokul ve ortaokulda yaptığım bu resimleri facebook duvarıma göndermiş. İyiki bu resimleri muhafaza etmişsiniz...Benim elimde ise malesef ...
Çok sevindim ve duygulandım.Teşekkür ederim öğretmenim.Sizin gibi bir resim öğretmenim olduğu için çok şanslıyım.Bana çok şey kazandırdınız...Emek,heyecan ve ödül...Bunların tarifi mümkün değil.Unutulmaz.....


Bu resimleri yaptıktan, uzun bir aradan sonra tekrar görmek .....




Üst sınıflara göstermek için alırdınız.Yada yarışmalara gönderirdik...





Klasik müzik ve resim....
Kalıpları aşmak...
Kazanmak....
Sanat ve hayat....
Çok güzel yıllardı....

Resim yapmaya başlayınca dünya dururdu....
Unuturdum.
Saat kaç?
Unutmak isterdim..
Bunlar benim resimlerim. .
Sen mi yaptın?
-!!!!!!!!!
Benim dünyam.....
Benim dünyam farklı olsun.
Farkı fark ediyordum.
Uzak..

Hayaller.
Kazanmak.
Kazandım..
Hayaller gerçek oldu.
Fark edildi..
Ama hayat....
Resim yapmak yerine matematik çalış...
!!!!!!!!!!
Keşke ara vermeseydim...
Keşke resim yapmayı sürdürebilseydim :((

Şimdi üretkenlik yok ama yinede kopamıyorum...O güzel günler dün gibi sanki.
İzliyorum.
Geziyorum.
Okuyorum...
Birşeyler oluyor..
Umudum var......
Uyansam....
Olacak inşallah...

22 Şubat 2010 Pazartesi

Gökçe 2.5 yaşında.

Canım kızım ,bugün tam 2.5 yaşında...Dans etmeyi ,şarkı söylemeyi ve konuşmayı seven bir kelebek misali cıvıl cıvıl ele avuca sığmayan..




Anneanne-Aferin benim kızanıma.(Gökçe yemeğini bitiriyor)
Gökçe-Anneanne kızan ne demek?
Gökçe-Kızan çocuk demek(cevabı kendisi veriyor)
Anne - Gülüyor

Anne-Gökçe yeleğinin düğmelerini iliklemeliyim.
Gökçe-Anne onlar kopça.
Anne-Tamam düğme de kopçada diyebiliriz.:))))
Gökçe-Hayır kopça.
Anne-Tamam kopça.

22 Ocak 2010 Cuma

Güle Güle...... Ve 29. Ay.....


Gökçe 25 aylık ve Aylin ablası.( Ramazan bayramı.20 Eylül 2009.İstanbul)

Bu fotoraf Gökçe'nin ilk defa birisinden aldığı birşey nedeniyle teşekkür etttiği günün fotoğrafıdır....


_Gökçe; birisinden birşey aldığında ona teşekkür ederim dermisin?

diye bir iki kez Gökçe ile konuşmuştuk ama geri bildirim henüz yoktu ,bu günlerde de pek yok..

( Ramazan bayramı.20 Eylül 2009.)
Aylin ablası kocaman mavi bir ayı verince,

_Aylin'ciğim teşekkür ederim dedi.

Ben hem sevindim ,hemde şaşırdım.

Gökçe birisine teşekkür ediyordu....

Kaydetmek istediğim diğer şey ise;

Gökçe;2 yaşında( 24 aylık) o günlere dair....

Gökçe'nin Elif Şafak'ın 'AŞK' isimli kitabını okurken benimle birlikte okuduklarımı dinlemesi....
Bazı yerleri sezsiz okudum ,duymasını istemediğim kelimeler vardı.Gerçi sesli kitap okumak iyi birşey değil ama kızım koynumda yatıyor beni dinliyordu....
Ona okuduğum kitaplar,dergiler vardı ama benimle hiç okuduğum kitabı bu kadar uzun süre dinlememişti..
5dk.sonra, dinlemez.
10dk. sonra ,sıkılır...
20dk. sonra,.......

Hadi birazdan kalkar diyordum ama nerde..?

Ben okudukça o dinliyordu.İlgiyle....

Bu olay 3 gece arka arkaya devam etti.

Gökçe babasıyla oynarken bende biraz birşeyler okurum yada seyrederim.

Ama Gökçe ısrarla benim okuduğum kitabı göğsümde dinlemek istiyordu...

Dinlerken de mışıl mışıl tatlı rüyalara daldı.

Kitap bitti....

Aynı şeyi diğer kitapları okurken denedim ama Gökçe dinlemek istemedi...?


Gerçekten çok güzel bir kitaptı..

Ara vermeden okuduğum kitaplardan birisi de bu kitap.

Daha sonra bu kitabın etkisiyle Mesnevi ve Şemsi Tebrizi'yi anlatan kitaplar alınacaktı ..
Henüz daha alınamadı.

Elif Şafak'ın 'Siyah Süt'isimli kitabını da okudum...

Okunabilir......

Bitirmeden bıraktığım kitablardan olmadı.

Okumuş olmak için hiç kitap bitiremem.

Sıkıcı gelince bırakırım.

Bu arada yazarın diğer kitaplarını da okumak istiyorum......

29.aya girdiğimiz bu günlerde;

Bu ay 'Meraklı Minik 'dergisinde ;Kutup Ayısı' ile ilgili hikayeleri ilgi ile okuduk ,dinledik ,kartlarımızla oynadık....

Zambak Yayın'larından aldığım davranış serisinde yer alan 6 tane kitapçıktan oluşan ; olumlu davranışların kazanılmasında çok önemli yeri olduğunu düşündüğüm ve gördüğümüz ,çünkü bir süredir bu kitaplardan okuyup ,eğleniyoruz,öğreniyoruz....
Gerçekten çok yararlı...
Bıdık Tavşan ve Tombul Ayı ile olumlu ve olumsuz davranışları öğrenmek çok kolay oluyor...

Güle Güle.....
Gökçe 29 aylık meme emme sefasını noktaladı..
Tabi ki anneside.
. koyduk...
Dile kolay...29 ay.
Gerçekten çok sabrettim.
Kızım için herşeye değer dedim.
Uzun uzun seanslar.
Çoğu zaman ben pes etttim.
Kuzunun ayrılmaya pek niyeti olmazdı.
Emzirirken kitaplar okudum...
Film seyrettim.
İkimiz için ; yavrumla bir arada olduğum çok güzel ve özel olduğunu hissettiğim anlardı.
Küçük insanın büyümesi için annesinin südüne ihtiyacı vardı....
Doya daya 29 ay...
Tam istediğim gibi bir son...
18.aydan sonra geceleri deliksiz uyudun...
Bu arada; kısa süreli yatmadan önce 1 yaşından sonra hazır çocuk sütü içti.Ama fazla vermek istemediğimden bıraktık...
Hazır taze ,güvenli süt alma imkanımız olduğundan 18.aydan sonra inek sütü içti..

24. aydan sonra sadece geceleri emzirdim.


Kademeli bir geçiş oldu.
Arada hastalandığı zamanlarda bu kuralı bozduk.
Su Çiçeği..
İshal....
Domuz gribi olaylarının arttığı dönemlerde korunma amaçlı .Ben aşı olmuştum....
Ama Gökçe olmadı...
Gerçekten süt bu arada ilaç gibi geldi.
Test edip onayladım....
Emzirmenin; çocuğun psikolojisinde, özellikle 2 yaşına geldiğimiz günlerde olumlu ve sakinleştirici etkisi fazlaydı...
Çok yararını gördüm....

Gökçe sen büyüdün artık ...
Bebekler emer...
Bu telkinler olumlu sonuç verdi.
Zamanı da gelmişti.
Ben de 2.5 yaşına kadar düşünüyordum zaten 1 ay az oldu...
Yeter diyenleri dinlemedim.
Onun kararını verecek olan çocuk ve annesi....

Arada ...
_Anne meme...
_Anne memeden süt (bu sabah)
Ağlama yok.
Mızmızlanma yok
.Huzursuzluk yok...
Bende duygulanma yok...
İkimizde hazırız...
Bitti......
Güle Güle.........